29 Ağustos 2010 Pazar

Köyümün Böcekleri

Hahahah başlık güzel oldu :D

Başlıktan da anlaşıldığı gibi bizim köyün böcekleri farklı.DEVASA BOYUTLARDA! Bacaklarının uzunluğu 10 cm olan örümcekler, duvara çarptığımda BOM BOM diye sesler çıkaran öküzümsü eşek arıları, başta kanat çırparken fırtına rüzgarı yaratmasından ötürü kuş sandığım kelebekler vs vs...

Az çekmedim ben onlardan!

Bunları gördükten sonra gece uyuyabilmek mümkün mü?Uykum da yoktu zaten pek.Test çözmüştüm biraz.İyice uykum gelince ışığı kapattım, yatağıma uzandım.
Kapı açıktı ama.Birden karanlığın içinden tak tak sesler gelmeye başladı.O da ne? Bir şey vardı kapının önünde!
Ben: AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA!
Anneannem: EEAAAAAAYYYHH!
*ışık yakılır*
Ben: Anneanne ne dikiliyosun orda yeeaa!

Fakat gece daha bitmedi...
Kuş gibi olan kelebek odadaydı uçup uçup konuyordu.Yorganı üstüme çektim ve kuştan pardon kelebekten gözümü almadım hiç.Ağlayacak gibiydim o kadar büyüktü ki...

Bir süre sonra odama annem geldi çok şükür. Kuşu öldürdü ve beraber yattık o gece.

Ne korkulu geceydi ama...

Bir de o gece iki rüya görmüşüm:
İlkinde arkadaşım bana şöyle diyordu:
"Keşke kına gecesine gelebilsem..."
Ben: kimin?
"Senin"
...

İkincisinde de yine aynı arkadaşla ralliye katılıyormuşuz. Üçüncü oluyorduk falan.

Evet böyle :D

Anneke van Giersbergen

Bir bayan böyle sempatik olabilir, her saç rengi & tarzı işte bu kadar çok yakışabilir...

gif animator

*_*



Kate Bush - Cloudbusting

~



The Cranberries - Ode to My Family

~



Nightwish - Bless the Child

10 Ağustos 2010 Salı

Ayça: Şimdi bana çok neşeli ama bir o kadar da sert şarkılar söyle
Aslı:
FUCK YOUU
FUCK VERY VERY MUUUCCH

20 Temmuz 2010 Salı

Kalabalık İstanbul



İstanbul kalabalık falan ama seviyorum ben ya. Ben kalabalığı severim zaten. Otobüste falan çok sıkışık olunca daral geliyor insana evet ama... İtiş kakış olmadıkça kalabalıkla beraber yürümeyi seviyorum. Tanımadığım bir sürü insan, herkes ayrı bir dert peşinde... Kimi koşturuyor, kimi sakin yürüyor...Kiminin çantası çok şık, kimisi çok güzel... Kiminin saçları kıvırcık kimi çok çirkin... İnsanlara bakmayı seviyorum diyeyim ya :)

5 Haziran 2010 Cumartesi

Ben bir müzisyenle evleneceğim.

28 Mayıs 2010 Cuma

aklı sıra bana sarkıyor

dün başıma çok ilginç bir olay geldi. kadıköyde yürürken birden yanıma daha önce hiç görmediğim biri geldi. benle aynı okulda olduğunu söyledi, karnelerin ne zaman alınacağını bilip bilmediğimi, fddye mi gittiğimi, adımın ne olduğunu falan sordu...

cevapladım.

facebooktan eklemiş, bir de özelden mesaj atmış ki nasıl sarkıyor bana pislik.

o her ne kadar benim bloguma erişemeyecek kadar kötü durumda olsa bile benim ona buradan 2 çift lafım var...



ya da neyse.

26 Mayıs 2010 Çarşamba

epica çok güzeeel

18 Mayıs 2010 Salı

Mutluluk & 15

Merhabalaar...

Geçen sene doğum günümde sabahleyin yazdığım bir word belgesini buldum ve paylaşayım dedim. Bazı bölümlerini sildim ama onun dışında üzerinde hiçbir değişiklik yapılmamıştır. :D
Buyrun...


bugün doğum günüm!
...
annem aradı.babamla doktora mı bankaya mı ne gitmişler. geç geleceklerini söyledi; kötü bir şey olup olmadığını sordum.hayır, her şey yolundaymış.bir de beni uyandırmak için aradı. erkenden kalkmam gerekiyor tabii,malum :P ama uykum var benim yaaa.
banyo yaptım. ortalığı süpürücem birazdan.
az önce mervenin annesi aradı. annemi sordu. evde olmadığını söyledim ve cep ona annemin telefonunu verdim. bakalım ne konuşacaklar? ...
gone with the sin dinliyorum! çok hooş *-*

15. yaşgünüm. seni çok seviyorum hayat!
kendimi çok mutlu aynı zamanda da tanımlayamadığım bir duygu içersinde hissediyorum.
annemi çok seviyorum! ve de babamı! babama bana hediye olarak kuş almasını söyledim ama annem istemiyor; çok ses çıkarıyormuş. ama ben istiyorum! babam, annemi ikna edecek :D
her an salona gidip anenmi öpebileceğimi bilmek gerçekten çok güzel bir duygu...
bu sene çok dileğim olacak! :)
ailem için bir şeyler, dostlarım için bir şeyler ve de kendim için, tarja konseri için :D
aslında hepsi benim için, neyse
kendimi de çok seviyorum ben. sapan davranışlarım olsa da...
...

dün doğum günüme melike'yi de çağırdım. son gün kimseyi hediye telaşına düşürmek istemezdim aslında, ama bunun için onu frambuazlı pastamdan muaf etmek istemedim.
bilge 1de geliyor ve otobüsle gelecek. merveyle birlikte onu duraktan karşılayacağız.merve de 12 gibi gelecek.
melikeye de saat 1de dedim. umarım bilgeyle çakışmazlar. ahaha:D
15 oldun demek aslı. vaauv :D
acıktım be.
hadi çok yazdım, aslı iş başına! haydee


çok heyecanlıydım o gün gerçekten de.
ve o gün çekilen bir fotoğraf:

5 Mayıs 2010 Çarşamba

hadi başlığı "başlık bulamadım" olsuun!..

Merhaba sevgili bloguum! <3
ne zaman dertli tasalı olsam buraya uğruyorum evet farkındayım. bundan sonra mutlu olduğumda da buralara uğrayacağım. böyle renklendireceğim burayı mesela. çok güzel bir blogum olsun işte. olmasın mı? :D
neyse konuya hemen dalayım. nereden başlayacağımı bilmiyorum. çok doldum, biriktim, usandım,sıkıldım,yoruldum,üzüldüm üffffff.... şöyle düşününce orta da pek olay da yok ama ne bileyim işte :/
bugün çarşamba ve saat tam 23:33. cuma gününe teslim etmem proje ödevim var. çıktı şeklinde olacak ve ben bugün sanki olacakları bilmiyormuşçasına eve gelir gelmez " hemen bilgisayarım açayım da ödevimi yapıp erkenden bitireyim" edasıyla sabahtan beri facebook, twitter, formspring tekrar twitter facebook ve facebook ve tekrar, tekrar ve tekrar... nefret ediyorum şu siteden! kemal'le tanışmam dışında bana pek bi katkısı olduğu sanmıyorum. olmuşsa da benden alıp götürdükleri bana kazandırdıklarını silip süpürür. sadece facebook mu? hayır tüm internet belki de! bilgisayar! bağımlılığım! evet ben bir bağımlıyım. her gün saatlerce bilgisayara girerim. sosyal aktiviteyi bırak, işlerimi bile zamanında yapmayı beceremem. hep son dakika, hep son dakika! son dakka işler leyhime yürüyor çok şükür, yoksa bugünlere nasıl gelecektim?
daha kendime bile itiraf etmekte zorlandığım şeyler var, ama neyse boş verin onları siz. kitap okumuyorum mesela. bunun gibi şeyler...

hastayım. çok hastaydım, şimdi daha iyiyim en azından :) geçen gün saaatlerce saatlerce uyudum. annem ve babam cumartesi günü kemalle caddeye giderken hırka giymediğim ve duş aldıktan hemen sonra evden çıktığım için üşüttüğümü söylediler. çok da haklılar. zaten hastaydım. yaklaşık 2 haftadır hastayım ve bu sabah annem beni 3. kez doktora götürdü.

neyse asıl hastalıklarıma şimdi geliyorum. okulda oturduğum sıra çok alçak. gerçekten çok alcak. birileri sıramızı değiştirmiş. her kim değiştirdiyse ona çok kızgınım! ve benim sırtım ağrıyor bütün gün orada oturuncaa! uzun boylu olduğumdan mı skolyoz olduğumdan mı yoksa tamamen psikolojik mi? hiç bilmiyorum. haftalardan sonra bugün bu işin böyle yürümeyeceğini anladım ve güzide hocayla konuştum yarın hatırlat yerini değiştireyim dedi. zaten değiştirmişti.değiştirdiği yerde de tahta çok parlıyor, hiçbir şey görünmüyor. ben de herkes gibi sadece onun derslerinde yerimi değiştiriyorum. şu sıramın değişmesi benim cidden sinirlerimi bozdu. bütün gün aklımda be!

ameliyat olacağım zaten yazın ya da birkaç hafta sonra. bilemiyorum. bu son sınavlara giremeyeceğim anlamına geliyor. notlarım iğrenç! 5 olan derslerimi 1 yaptım hep! çok çok çok ama çok kötü! artık bilgisayara girmeyeceğim. zaten sonraki 1-2 hafta içinde de 2. ya da 3. sınavlara girmem lazım. üff zaten notlarım kötü yapıcam yani ben? hele yazın gidemeyeceğim konserlerden, katılamayacağım dans festivallerinden hiç bahsetmiyorum.

haa bir de dans olayı var ki onu bir ara konuşuruz sonra.

ooy yoruldum valla ya :D çok birikiyor işte, çok... bunlar basit şeyler aslında evet ama... ne bileyim işte...

şöyle zamanı bir 5 ay ileri alsak ne güzel olurdu amaaa dimii ;D

7 Nisan 2010 Çarşamba

müziğin acayip etkisi ve bana bunu yazmamı sağlayan tutkusu

ve müzik biter, gerçek hayata dönersin. 3-4 dklık mutluluk sona ermiştir.müzik durduğunda birden sessizlik çöker.herşey yine aynıdır ve zaman ilerliyordur... biz bu sessizliği çoğu kez hatta hiç anlamayız. çünkü tekrar tekrar dinleriz.farklı bir şarkı dinleriz ve farklı hayallere dalarız.
uyuşturucu gibidir müzik, bağımlılık yapar. aynı zamanda ilaç gibidir müzik, iyi hissettirir. ancak müzik bittiğinde her şey eski haline geri döner. bunu istemeyiz genelde, gerçeklerden uzaklaşmak için tekrar dinleriz, tekrar ve tekrar...

15 Mart 2010 Pazartesi

İçimde kimseyle paylaşmadığım, paylaşamadığım öyle duygular, öyle hayaller var ki... Bazı aşk şarkılarında bu yüzden duygulanıyorum belki de...

25 Şubat 2010 Perşembe

Ay Işığı Savaşçısı

O da seviyormuş aslında. O da sevdiğinden üzüyormuş beni. Onun da içini kemiren bir şeyler varmış aslında... Belli ki...

Bazı şeyleri çok isteyen insanlar aslında duygularını yüreklerine gömerek bize oyun oynayıp mutlu olduklarını sanıyorlarmış. Kendilerini kandırıyorlarmış aslında...

Aşık olursun, karşılık alamazsın, üzülürsün.Peki ya sen karşılık verememe duygusunu bilir misin?

Çok üzülüyorum ve de artık gerçekten yorulduğumu hissediyorum. Hep yanımda olan birileri olmasını istiyorum. Benimle aynı duyguları paylaşan birileri...Ağız oynatmadan anlaşalım biz. Hani derler ya " gözlerimiz konuşsun" diye. İşte öyle...

...

Benim konuşacak çok şeyim var ama konuşmuyorum, konuşamıyorum...Bekliyorum...
Bekliyorum sadece, hep olduğu gibi...

22 Ocak 2010 Cuma

O kadar istiyorum ki...

Anlatmak istiyorum... Birçok şeyleri anlatmak... Dinleyen birinin olmasını çok istiyorum; ne anlatsam dinlesin... Pek cevap vermesine de gerek yok; gülümsesin yeter. Onun beni dinlediğini biliyim, daima arkamda olduğunu biliyim.Yeri geldiğinde bana sahip çıkabileceğini biliyim.Onun yanında o kadar mutlu olayım ki... O kadar mutlu olayım ki...Hiç olmazsa bir süreliğine beni hayattan koparabilen biri olsun işte bu kişi. Bana her şeyi, tüm sorunlarımı ve sıkıntılarımı unutturup anı yaşamamı sağlayabilecek biri işte bu özel kişi.Mutlu olalım beraber.Her şeyin güzel olmasına, yolunda gitmesine lüzum da yok aslında.Zaten bu mümkün de değil.Yeter ki beraber olalım biz. Fazla da yakınlaşmayalım ama.Her şey düzeyinde olsun.Diğer insanlardan uzaklaşmayalım.Kendi arkadaş çevremiz olsun.Onlarla gülelim, eğlenelim.Yeri geldiğinde acılarımızı paylaşalım.Ama O hep olsun. O'nun beni sevdiğini biliyim ben yeter ki.İşte o zaman nasıl mutlu olmam ki?

16 Ocak 2010 Cumartesi

bir iki kişi hariç diğer erkeklerle konuştuğumda hep "sevgili" olmak istiyorlarmış gibi bir hava seziyorum. rahatsız oluyorum, konuşmak istemiyorum. düşünüyorum bu kadar güzel miyim diye? hayır. e o zaman niye böyle düşünüyorum, bilmiyorum. tek bildiğim böyle hissetmemin bana rahatsızlık verdiği.erkeklerle konuşurken neden rahat olamıyorum ki?

feyste bakıyorum da bir çok kişinin bir çok arkadaşı var, ama benim yok. hayır olamaz diyip emomsu triplere girecek değilim tabii, ancak gerçekten iyi anlaştığım bir çok kişi olsun istiyorum.çok mu şey istiyorum? aslında bu gerçekten zor. bende mi sorun var, başkaları mı yapmacık? bunu da bilmiyorum.